Amaç: Çalışmamızın amacı, Isparta’da kliniğimize başvuran, primer diz septik artit olgularının insidansını, özelliklerini ve tedavi sonuçlarını incelemektir. Gereç Yöntem: 2010-2011 tarihlerinde kliniğimize başvuran ve artroskopik debridman uygulanan kültür pozitif (Newman Grade A) primer diz septik artrit vakaları dahil edildi. Hastaların demografik, klinik, hematolojik, mikrobiyolojik verileri ve uygulanan tedavi yöntemi retrospektif olarak incelendi. Bulgular:Toplam 39 hastanın 17(%43,5)’sinin eklem sıvısında üreme oldu. Ortalama yaş 54,7 (10-89) idi. Komorbidite açısından hastaların, 4’ü hipertansiyon, 3’ü diabet, 38’i Koroner Arter Hastalığı, 28’İ Kronik böbrek yetmezliği, 1’i Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, 1’i Behçet ve 1’i romatoid artrit idi. Üreme olan 17 hastanın 15’inde S.aureus, 1’inde Serratia marcescens ve 1’inde Brucella üredi. Sonuç: Çalışmamıza dahil olan hastalar incelendiğinde septik artrite predispozan olacak bir neden bulunamamıştır. Biz septik artritin bu bölgede bu kadar sık olmasını flor’a bağlı olduğunu düşünüyoruz. Isparta içme suyunda önceden standart değerleri aşan (>1,5 mg/La) floru r değerleri bulunmaktaydı. Belediyenin yaptığı çalışmaları ile düşürülmüştür. Flor antikor oluşumunu inhibe ederek bağışıklık sistemini bozar. Septik artritin Isparta ilindeki yüksek insidansının ve özellikle de 50 yaş üzerinde görülmesinin, geçmişte bu bölgedeki içme suyundaki yüksek flor oranına bağlı olabileceğini düşünüyoruz.

Objectives: Aim of the study is to evaluate incidence, characteristics and result of treatment due to primary knee septic arthritis in the city of Isparta. Methods: The patients who admitted to hospital for primary knee septic arthritis, treated with arthroscopic debridment and culture positive (Newman Grade A) were included between 2010-2011. Demographic, clinical, hematological, microbiological datas anad treatment methods were evaluated retrospectively. Results: There were 17 culture positive patient out of 39. Mean age was 54,7 (10- 89) years. When comorbidities were investigated 4 hypertension (HT), 3 diabetes mellitus (DM), 38 coronary artery disease (CAD), 28 chronic renal failure (CRF), 1 chronic obstructive pulmonary disease (COPD), 1 Behçet’s Disease and 1 romatoid arthritis (RA) were found. The culture results were determined as 15 Staphylococcus aureus, 1 Serratia marcescens and 1 Brucella spp. Conclusıons: When the patients were investigated for a predisposing factor for septic arthritis, there was nothing for predisposing. We thought that high incidence of septic arthritis in this region is due to flouride concentration in tap water. There was high concentration of flouride (>1,5 mg/La) in tap water in past years. This concentration was lowered with municipal workout. Fluoride inhibate antibody formation and therefore supresses immunity. We concluded that high incidence of septic artritis in Isparta, especially age over 50, is related to high flouride level in tap water at past years.

Anjiyografi sonrası gelişen pseudoanevrizmanın US eşliğinde trombin enjekte edilerek başarılı bir şekilde tedavi edilmesi ve teknikte önemli detaylarla vaka eşliğinde sunulması.

The authors present a case of post- catheter angiogram pseudoaneurysm treated successfully with US-guided thrombin injection with special emphasis on the technique.

Kalp pili ve altta yatan kalp hastalıkları anestezistler için zorlu bir alan oluşturmaktadır. Bu olguda, operasyon esnasında pozisyon verilmesi sonrası kalp pili elektrodu malfonksiyonu gelişen bir hasta sunmaktadır.

Pacemakers and the underlying heart conditions present challenges to the anesthesiologists. This case report presents a patient with a pace lead malfunction following the lateral position during the operation.

Bu olguda, üriner kateter çekilmesi sırasında yaşanan vazovagal senkop ve kardiak arrest sunulmaktadır. Duyarlı kişilerde ağrı ve fobik stres, bradikardi, hipotansiyon, senkop ve hatta kardiyak arrestte neden olabilir. Vazovagal senkop için uygun tedavi intravenöz sıvı uygulaması, vagolitikler, efedrin ve hızlıca Trendelenburg pozisyonu verilmesidir. Bu olgu sunumunda, hastamızın tedavisini tartıştık.

This case report presents a patient who experienced a vasovagal syncope and cardiac arrest during urinary catheter removal. Pain and phobic stress can result in bradycardia, hypotension, syncope and even cardiac arrest in susceptible individuals. Appropriate treatment for vasovagal syncope includes the administration of intravenous fluids, vagolytics, ephedrine, and the rapid use of the Trendelenburg position. Here we discuss the management of our patient.

Matür kistik teratoma, genelde dermoid kist olarak adlandırılır, reproduktif çağdaki kadınlarda overin en sık görülen benign germ hücreli tümörüdür. Fibrotekomlar teka benzeri elementlerden ve fibröz dokudan oluşan, over stromasından kaynaklanan mezenşimal tümörlerdir. Bu tümörler genelde unilateral olup menopozal hastalarda görülürler. Bu yazıda genç bir kadında matür kistik teratom ve fibrotekomun aynı overde birlikte bulunduğu bir olguyu sunduk.

Mature cystic teratoma, commonly called dermoid cyst, are the most common benign germ cell tumors of the ovary in women of reproductive age. Fibrothecomas are mesenchymal tumours derived from the ovarian stroma, which consists theca-like elements and fibrous tissue. They are usually unilateral and mostly seen in menopausal patients. Here we presented a case with mature cystic teratoma and fibrothecoma together in the same ovary in a young woman.

Trisiklik antidepresanlar acil servis pratiğinde hala önemini koruyan bir konudur. Trisiklik antidepresanlardan biri olan amitriptilin etkisini adrenerjik ve serotonerjik nöronlarda epinefrin ve serotoninin geri alımını membran pompasını inhibe ederek göstermektedir. Kalp üzerine olan toksik etkisi, kinidinin etkisine benzer bir şekilde, His demeti ve Purkinje liflerinde hızlı sodyum kanallarının inhibisyonu ile intraventriküler iletiyi yavaşlatması şeklinde ortaya çıkar. Bunun sonucu olarak öncelikle, ilacın QRS uzaması, PR ve QT uzaması, multifokal ventriküler prematüre atım, ventriküler taşikardi ve fibrilasyona neden olduğu bilinmektedir. Bu yazıda elektrokardiyografik (EKG) değişiklik olarak T negatifliği görülen bir intihar girişimi amaçlı alınan amitriptilin zehirlenmesi olgusu sunmaktayız.

Tricyclic antidepressants protect their importance among the emergency department visits. Amitryptiline, one of the tricyclic antidepressants, shows its effects by inhibiting the reuptake of epinephrine and serotonin from the adrenergic and serotonergic neurons by membrane pump inhibition. Performing its toxic effects on heart by using a similar mechanism with quinidine, amitriptyline slows down the intraventricular conduction through the inhibition of fast sodium channels on His bundle and Purkinje fibers. As a result, it is known that the drug causes primarily the QRS prolongation and also PR and QT prolongation, multifocal ventricular premature beat, ventricular tachycardia and fibrillation. Herein we report a case of suicide attempt which has T negativity as electrocardiographic (ECG) change caused by amitriptyline intoxication.